KİTAP İNCELEMELERİ- Zaman Makinesi (H.G. WELLS)

ZAMAN MAKİNESİ KİTAP İNCELEMESİ

Zaman yolculuğu ve makinesi fikri, bilim kurgu dünyasında sıkça yer alan bir konudur. Sadece bilimkurgu dünyası değil, biz de düşünürüz bazen. Geçmişe gidip o dönemin şartlarını, önemli insanlarını görmek isteriz. Yada geleceğe gidip dünyanın halini görmeyi isteriz. Eğer yaşadığımız bir döneme gittiysek de bir şeyler söyleriz kendimize. 

Zaman yolculuğu fikri; sayısız film, dizi ve kitaba da konu olmuştur. Bunlardan en köklüsü H.G Wells'in yazdığı Zaman Makinesi'dir. Öyleyse biraz konusundan bahsedelim. 

Bir bilim insanı ve mucit olan "Zaman Yolcusu" bir zaman makinesinden bahseder. Kendisiyle yolculuk etmesi için bu fikrini psikolog, doktor, il başkanı gibi önemli ve aydın insanların bulunduğu bir topluluğa sunar. Fakat kimse on inanmaz.  Zaman Yolcusu makineyi icat eder. 

Kitap, Zaman Yolcusu'nun geleceğe yaptığı uzun bir yolculuk etrafında gelişir. Bu yolculuğunda insanlığın evrimini ve dünyanın nasıl değiştiğini görür. Geleceğe gittiğinde yeryüzünde barışçıl ve sakin bir toplum olan Eloiler ile yeraltında yaşayan, daha karanlık ve tehditkar bir toplum olan Morloklar arasında bir ayrışma olduğunu keşfeder. Bu iki ırk arasında yaşananları incelerken zaman makinesinin kaybolduğunu fark eder. Makineyi Morlokların aldığını anlar ve geri almak için yer altına iner. Makinesini geri alır ve geri döner.

Kitabın en ilginç kısmı da burasıdır. Olayları anlatan kişi aydınların olduğu o gruptan biridir ve Zaman Yolcusu'nun tekrar kaybolduğunu ve bir daha görmediklerini söyler.

"Merak etmemek mümkün değil. Bir gün dönecek mi? Belki geçmişe gitti ve Yontma Taş Devri'ndeki kan içen kıllı vahşilerin arasına düştü; ya da belki de Girit Denizi'ndedir; veya..." (Sonsöz)

H. G. Wells bu kitabı 1895'te yazmıştır. Zaman yolculuğu fikrinin o zaman da bile olduğunu görüyoruz. Bilimkurgu ve distopik bir içeriğe sahip olan bu kitap sürükleyici bir anlatıma sahiptir. Okurken hem eğlendiriyor hem de düşündürüyor.

Zaman makinesi, teknolojinin insanlara sağladığı muazzam bir güç sembolüdür. Ancak gelecekteki toplumun çöküşü, teknolojik ilerlemenin her zaman olumlu sonuçlar doğurmayabileceğini gösterir.

Okurken merak edip düşünüyoruz "Acaba mümkün mü?" diye. Ya da gerçek olsaydı hangi yıla giderdim diyoruz kendi kendimize. Sadece kendimize değil çevremizdekilere de soruyoruz. Diyelim ki zaman yolculuğu mümkün ve siz de yolcusunuz. Hangi zamana giderdiniz? İlk Çağ? Orta Çağ? Gelecek?

                                                                

                                                                                    İYİ OKUMALAR