KİTAP İNCELEMELERİ- Kadınlar Ülkesi (Charlotte Perkins Gilman)
Sadece kadınların olduğu bir ülke düşünün. Erkeklerin yıllar önce öldüğü ve kadınların kaldığı bilinmeyen bir ülke. Eğitim, siyaset, toplumsal yapısı vb. nasıl olurdu sizce?
Yaşadığı dönemin önde gelen kadın hakları savunucusu ve hümanist yazarlarından biri olan Charlotte Perkins Gilman'ın yazdığı Kadınlar Ülkesi, feminist ütopyanın ilk ve en önemli örneklerinden biridir. Sürükleyici bir anlatıma sahiptir. Okuyucuya farklı bir bakış açısı sunar. Sözü daha fazla uzatmadan kitap incelememize geçelim.
Kitap; Terry, Jeff ve Vandyck isimli 3 Amerikalı erkeğin sadece kadınların olduğu, medeni bir ülkeyi bulmasını anlatır. Gilman'ın kitapta anlattığı bu 3 erkek karakter çok farklı kişiliklere sahiptirler. Terry, çapkın ve hiç bir kadının kendisine hayır diyemeyeceğini düşünen zengin bir adamdır. Jeff, kadınlara karşı fazlasıyla nazik bir doktordur. Van ise diğerlerine göre oldukça sıradan bir adamdır.
Kadınlar Ülkesi'ni bulduklarında beklediklerinden çok daha medeni ve alışılmışın dışında bir görüntü ile karşılaşırlar. Ülkedeki çocukları görünce bir yerlerde erkeklerinde olduğunu düşünürler. Kadınlar, bu 3 Amerikalının ülkeden kaçmasını engellerler. Amaçları kendi ülkelerini tanıtmak ve adamlardan diğer ülkeler hakkında bilgi almaktır. 3 erkeğe faklı öğretmenler verirler. Erkeklere ülkelerinin dillerini öğretirler.
Çok geçmeden Terry, Jeff ve Van bu mükemmel ülkenin işleyişini, tarihini ve sistemlerini öğrenirler. Kadınların sorulara verdikleri cevaplara çok şaşırırlar. Jeff ve Van bu ülkeye büyük bir hayranlık duysalar da Terry bu durumdan rahatsızdır. Kadınları, ülkenin varlığını tüm dünyaya açıklamakla tehdit eder. Kadınlar bu durumda Terry'i sonsuza dek tutsak edeceklerini ve eğer gitmek istiyorsa söz vermesi gerektiğini söylerler.
Kitabı okumuş biri olarak şunu söylemeliyim ki gerçekten okunmaya değer bir kitaptı. Kadınlar Ülkesi'ndeki kadınların öğrenme ve öğretme şekline bayıldım. Yazar bu konuyu oldukça başarılı işlemiş. Sorulara karşı verdikleri mantıklı cevaplar vardı. Eğitim sistemlerinden ülke yönetimlerine kadar çok medeni bir yaklaşımları vardı. Kadınlar o kadar anlayışlıydı ki misafirlerinin yaptıkları yanlışlara büyük olgunlukla karşılık verebiliyorlardı. Kendilerini övmek yerine eksikliklerinin farkında bir toplum vardı.
Kitapta bahsedilen erkeklere gelecek olursak. Terry, olaylar boyunca ülkede erkek olabileceğine inanıyor ve kadınları küçümsüyor. Çok da sevilen bir karakter olduğunu söylemeyeyiz. Jeff ise onun çok zıttı bir karakter. Kadınlara karşı fazlaca nazik davranıyor. Ülkedeki kadınların ne kadar güçlü olduğunu ve kendi işlerini kendilerinin halledebileceğini unutuyor çoğu zaman. Her şeye rağmen kitabın en sonunda hayran olduğu bu insanlarla birlikte kalmayı seçiyor. Gelelim Van'a. En başta da söylediğim gibi Van diğerlerine göre çok daha sıradan bir, herkese cinsiyetine göre değil insan gözüyle bakabilen bir adam. Aynı zamanda hikayenin anlatıcısı. Kadınlara karşı, Terry ve Jeff'e göre daha normal davranıyor diyebiliriz.
Kadınlar Ülkesi'nin en merak ettiğim bölümlerinden biri de ülkenin tarihiydi. Merak edenler için kısaca bahsedelim. (Spoiler okumak istemiyorsanız bu paragrafı atlayabilirsiniz.) Kadınlar Ülkesi dedikleri bu ülke de daha önce erkekler de vardı. Fakat yaşanan doğal afetler, savaşlar veya hastalıklardan dolayı çoğu ölmüştür. Kalan köle erkekler isyan çıkarmış ve kadınları öldürmeye başlamışlar. Bundan rahatsız olan kadınlar da isyan çıkarmış ve kalan erkekler de ölmüşler. Geriye kadınlar kalmış. Kalan kadınlar burada yeni bir hayat kurmuşlar. Bir gün bir kadın hamile kalmış. Etrafta erkek olduğunu düşünmüşler ama hiç erkek yokmuş. Daha sonra çocuğun bir hediye olduğunu karar vermişler. Ve bu durum yıllar boyunca bu şekilde devam etmiş.
Eğer ütopya okumak istiyorsanız mutlaka okumanız gereken bir kitap. Sürükleyici bir anlatıma sahip olduğunu söyleyebilirim.
Yorumlar
Yorum Gönder