KİTAP İNCELEMELERİ- Sefiller (Victor Hugo)
Dünya klasikleri denilince ilk akla gelen kitaplardan biri olan Sefiller, Fransız Romantik döneminin önemli yazarlarından Victor Hugo'nun yazdığı başyapıt niteliğinde bir romandır. 1862'de yayımlanan "Sefiller" okuyucular tarafından ilgiyle karşılanmıştır. Yazıldığı dönemin de özelliklerini barındıran bu eser yoksulluk, ahlaki çelişkiler gibi toplumsal konuları içinde bulundurur. Bunun yanında insanın içsel dönüşümü, adalet sorgulaması gibi sorunlara da yer verir.
"Merhamet, adaletin olmazsa olmazıdır. Merhamet olmadan adalet acımasız ve kör olur. İnsanların merhametsiz adaleti, taşlaşmış bir kalpten başka bir şey değildir."
Klasikler arasında yer aldığı için sıkıcı olacağını düşünen bir kitle olduğunu biliyorum. Fakat Sefiller konusu ve anlatımı ile okuru içine çekiyor. Kısaca okurken sıkılmayacağınız bir kitap. Kısaca konusu:
Kitap, hırsızlık yaptığı için uzun yıllar hapis yatmış bir kürek mahkumu olan Jean Valjean'ın hapisten çıkması iler başlar. Yeni bir hayat kurmak için Digne Kenti'e gider. Çok acıkmıştır ve yorulmuştur. Kalacak bir yer arar ama insanlar bir kürek mahkumunu konuk etmek istemez. En son bir kilisenin kapısı çalar.
Digne Kenti'nin piskoposu Monseigneur Myriel, Valjan'ı hoşgörüyle karşılar. Valjean, uzun yıllar yaşadığı hapis hayatından dolayı bazı insani duygularını yitirmiştir. Myriel, Valjean'nın bu duyguları geri kazanmasında önemli bir rol oynamıştır.
Piskopos, Valjean'a çok iyi davranır. Yıllar sonra ilk kez biri ona bu kadar iyi davranmıştır. Akşam yemeği için masaya otururlar. Piskoposun yanında çalışan Madam Magluvar yemeği getirir. Ama bir eksik vardır: Piskoposun özel konukları için kullandığı gümüş yemek takımı. Jean Valjean kendine engel olamamış ve gümüş yemek takımlarını çalmıştır. Buna rağmen piskopos Valjean'a iyi davranmaya devam eder. Jan Valjean, iyi bir adam olmaya hayatına yeni bir başlangıç yapmaya karar verir. Fransa'nın kuzeyinde bir kasabaya taşınır.
Valjean, gün geçtikçe hayatını düzene sokar hatta halk tarafından sevilen bir birey olmaya başlar. Geçmişini gizleyen Jean Valjean, kasabada yaşanan bir hırsızlık olayıyla birlikte şüphe çekmeye başlar. Kuşkucu bir polis olan Javert, Valjean'ı tutuklar ancak yanlış kişiyi tutuklamıştır. Çünkü tutukladığı kişi Valjean ile aynı ismi taşıyan bir adamdır.
Bunun üzerine Valjean suçluluk duygusu ile polise teslim olur. Fakat hapisten kaçar. Daha önceden biriktirdiği paraları alır. Kaçtığı sırada Cosette isimli bir çocukla tanışır. Annesi ölmüştür ve üvey ailesi tarafından kötü yetiştirilir. Valjean, Cosette ile birlikte bir manastıra sığınır.
Yıllar geçer. Cosette büyür. Babası eski bir subay olan Marius'a aşık olur. Bir süre gizli gizli mektuplaşırlar. Paris'te ayaklanma başlar. Ayaklanmaya Marius ve Valjean de katılır. Her yer kan gölüne döner. Marius yaralanır. Onu kurtarmak için eve götürmeye çalışan Valjean, asla tahmin etmeyeceği biriyle karşılaşır: Javert. Polise Marius'u kurtarmak için yalvarır. Onu eve götürdükten sonra teslim olacağını söyler. Fakat Javert, Valjean'ı tutuklamaz.
Javert, doğru bildiği her şeyin yanlış olduğunu anlar. Dünyada sadece yargı ve mahkemelerin olmadığının farkına varır. O güne kadar inandığı tüm değerler yıkılmıştır. Valjean, öç almak yerine onu affetmeyi tercih etmiştir. Javert, bu düşüncelerden kurtulamaz ve intihar eder.
Her şeye rağmen Valjean, Marius'u kurtarır. Fakat Marius bunu bilmez. Valjean, Cosette'in sevdiği adamın Marius olduğunu öğrenir ve aralarına girmek istemez. Cosette'e bir miktar para verir. Cosette, Valjean'ı gizlemeye çalışsa da Marius onu kurtaranın kim olduğunu öğrenir. Cosette ve Marius evlenir. Bir zaman sonra Valjean yaşlanır ve ölüm döşeğine gelir. Cosette ve Marius onu yalnız bırakmazlar. Valjean orada son nefesini verir.
"Başını arkaya atmıştı. Gümüş şamdanların mumları, onun kutsal yüzünü tanrısal bir ışığa boğmuştu, o artık yaşamıyordu."
Bazı klasikler ağır gelir okurken sıkar. Bunu sefiller için söyleyemem. Okurken beni çok etkileyen bir kitaptı. Her ölümde tekrar tekrar sorguladım kitabı. Dönemi yansıtan sürükleyici bir konuya sahipti.
Karakterlerin kendileriyle olan çatışmalarını okurken garip bir his kapladı içimi. Herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu söyleyebilirim. İster bir fantastik okuru olun ister bir romantik... Victor Hugo'dan Sefiller'i mutlaka okumanız gerekiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder